Monte Kristo Kontu (Alexandre Dumas)
Maksat Gelisim
12:53
Alexandre Dumas
,
Balzac
,
Dünya Klasikleri
,
Kitap
,
Monte Kristo Kontu
,
Roman
,
Vadideki Zambak
,
Yazar
Hiç yorum yok
'' Monte Kristo Kontu''adlı romanı da bu kategoride gördüğümden ve sayfa sayısı da gözümde büyüttüğümden uzun süre okumayı ertelediğim bir kitaptı.
Bir gün, internette okuduğum olumlu yorumlardan sonra tüm bu önyargılarıma rağmen bu eseri okumaya karar verdim.
Ne öyle ağır bir dil ile ne de can sıkıcı betimlemelerle karşılaştım. Gayet akıcı, sade bir dil ve anlatımla yazılmış. Sahneler hala gözümün önünde canlı...
Yazar hiç acele etmemiş, olayları oldu bittiye de getirmemiş. En önemlisi; zihinlerde yer eden Monte Kristo Kontu adlı bir karakter yaratmış. Zekasıyla bilgisiyle öngörüsüyle olayları etkileyen ve değiştirebilen bir kabiliyeti olan bir başkahraman...
Monte Kristo Kontu romanı; Edmon Dantes on dokuz yaşında ''Firavun'' adlı geminin ikinci kaptanıdır. Yolculuk sırasında kaptan, ölmeden önce ona bir mektup verir. Bu mektubu adrese ulaştırmasını ve orada verilecek yeni görevi de onun yerine tamamlamasını ister
Bu konuda hiçbir bilgisi olmayan Dantes, ölmüş bir insanın son isteğini yerine getirmek ister. Ve mektubu gereken yere ulaştırır. Orada verilen yeni bir mektubu da belirtilen isme ve adrese ulaştırmak üzere alır.
Kaptanın ölmesiyle birlikte Edmond Dantes artık kaptan olma yolundadır ve sevdiği kızla
Kaptan olmak isteyen muhasebeci Danglars'ın, sevdiği kızı elde etmek isteyen Fernando'nun önünde tek bir engel vardır; O da Dantes'tir.
Dantes'in elindeki mektup hükümete karşı kompla hazırlıklarıyla ilgili bilgileri içerir. Bundan haberi olan muhasebeci; bir ihbar mektubu yazar, Fernand ise bu mektubu postalar. Dantes'in kıskanç komşusu ise bu duruma itiraz etse de işbirlikçi görünmekten korkarak sessizliğe gömülür.
Düğün gününde Dantes tutuklanır. Savcı yardımcısı onun masum olduğuna inansa da üzerinde çıkan mektupta kendi babasının adını görünce şok olur. Mektubu yakar ve bu mektuptan hiçkimseye bahsetmemesini söyler.
Kendini mahvedecek olan bu mektubu kendi lehine çevirmek isteyen savcı yardımcısı mektuptaki komploları krala anlatarak onun güvenini kazanır. Ancak ne mektuptan ne de babasından söz eder.
Bir dahi, bir bilgin olan rahip aynı zaman da tüm bilim ve ilim bilgilerini ona öğretir. Onu adeta yetiştirir. Ve rahip sayesinde Dantes artık çok farklı ve bambaşka biridir.
Fakat birlikte kaçma planları yaparken rahip hastalanır. Ölmeden önce bir hazineden bahseder. Eğer ölürse tüm hazinenin ona ait olduğunu söyler.Ve yerini ona anlatır.
Rahip yaşadığı son krizle birlikte ölür. Dantes üzüntülü şekilde tünelden gizlice görevlilerin rahibi kefenlerken konuşmalarını dinler. Görevliler kefenlenmiş cesedi daha sonra almak üzere giderler.
Dantes'in aklına cesetle yer değiştirmek gelir. Ve ummadığı bir durumla karşılaşsa da başarıya
ulaşır, hapishaneden kurtulur. Hazineyi bulur. O hem özgür hem de zengin birisidir artık. Tek
bir şey kalmıştır; O da intikam almak...
Roman asıl bundan sonra başlıyor diyebilirim. Yeni isimler, yeni olaylar ve sahneler eklenerek...Düşmanları evlenmiş ve çocukları yetişkin bir yaşa gelmiştir. Dantes artık Monte
Kristo Kontu olarak ya da başka isimlerle ortaya çıkacaktır.
Dantes'in aklına cesetle yer değiştirmek gelir. Ve ummadığı bir durumla karşılaşsa da başarıya
ulaşır, hapishaneden kurtulur. Hazineyi bulur. O hem özgür hem de zengin birisidir artık. Tek
bir şey kalmıştır; O da intikam almak...
Roman asıl bundan sonra başlıyor diyebilirim. Yeni isimler, yeni olaylar ve sahneler eklenerek...Düşmanları evlenmiş ve çocukları yetişkin bir yaşa gelmiştir. Dantes artık Monte
Kristo Kontu olarak ya da başka isimlerle ortaya çıkacaktır.
Huzursuz Bacak Sendromu için Neler Yaptım?
Maksat Gelisim
13:18
Bacaklarda Hissedilen Gerginlik
,
Huzursuz Bacak Sendromu
,
Huzursuz Bacak Sendromu için Neler Yapmalı
,
Sağlık
Hiç yorum yok
Huzursuz Bacak Sendromu hakkında çok detaylı olmasa da az çok ne olduğu hakkında bir bilgim vardı. Ve bundan birkaç yıl önce bunu bizzat yaşayarak nasıl bir sendrom olduğunu da gördüm.
Bir gün otururken kilo fazlalığın verdiği rahatsızlığı hissetmeye başladım.Kilo aldığım bazı dönemler olmuştur; ancak aldığım kilo bana hiç böyle yük olmamış, nefes almakta zorluk çekmeme neden olmamıştı.
Zamanla oturmanın verdiği eziyeti hissettim; öyle bir şey ki ya oturma şeklinizi değiştirmek istiyorsunuz ya da bir an önce ayağa kalkma isteği...Bunları yapsanız bile yine bir türlü o gerginlikten kurtulamıyorsunuz.
Çoraplarım ayak bileklerimi adeta sıkıyormuş gibi hissediyor, bileklerinize bir şeyin dokunması sizde gerginlik yaratıyor. Bu yüzden çorapları çıkarmak zorunda kalıyordum.
En mühimi de geceleri uyuma zamanında ortaya çıkıyor. Yorganın verdiği rahatsızlığı hissederken bir de ayak ve bacaklarımda ağrılar olması cabası.
O zamanlar ilk yaptığım şey ağrılara iyi gelen yağları sürmek oldu. Ancak her gece her gece
bu yağları sürmek beni bezdirdiği için tedavi edici bir şeyler yapmam gerektiğine karar verdim. Çünkü bitkisel yağlar sadece günü kurtarıyor, ağrılarıma kesin çözüm olmuyordu.
O sıralar önce kilo fazlalığımı gidermem gerektiğine kanaat getirdim. Bu bedenimin verdiği sinyaller olmasa kilo aldığımın farkında bile olmayacaktım aslında. Ve o dönem abur cubura dadandığım; yürüyüş ve egzersizi bıraktığım bir devreydi.
Huzursuz Bacak Sendromu Sorunu İçin Neler Yaptım;
1-Yürüyüş-egzersiz;
Her sabah yürüyüş yapmaya başladım. Otuz dakika...Yavaş yavaş egzersizleri de ekledim.
Bir haftanın sonunda etkilerini görmeye başladım; kendimi hafiflemiş, ağrılarımın gitmiş; ayaklarımda ve bileklerimde bir şey giymenin verdiği rahatsızlık da son bulmuştu.
Yürüyüş, egzersiz yaptıkça bu sorunumdan kurtuldum. Aklımda o zamanlardan kalan tek
şey var; Huzursuz bacak sendromu adı verilen bu rahatsızlığın''hareketsizlikten'' kaynaklandığı düşüncesi.
2-Beslenme;
Bende eğer bir rahatsızlık ortaya çıkarsa baktığım en önemli şeylerden biri beslenme konusudur. Her sorunumun altında mutlaka sağlıksız beslendiğimi gördüğümü söylemeliyim. Abur cubur yiyeceklerle sağlıksız beslendiğim her dönem bir rahatsızlığın tezahür etmesi dikkat çekici.
Kısaca ben yürüyüş yaparak, abur cubur yemeyi kesip sağlıklı beslenmeye başlayınca sorun kendiliğinden düzeldi.
3-Zihinsel Neden;
Her hastalığın olumsuz düşünceden kaynaklandığını öğrendiğimden beri her rahatsızlandığımda bu sorunum hangi olumsuz düşüncemin yansıması olduğunu araştırmak önceliklerim arasında oldu.
Tabii huzursuz bacak sendromu ortaya çıktığında zihinsel olarak hangi düşüncemin bu soruna neden olduğu yönünde ne yaptığımı anımsamıyorum.
Sanırım kısa sürede sorun geçtiği için ve huzursuz bacak sorunun zihinsel nedeni hakkında bir bilgi bulamadığım için o sıralar bunu es geçsem de yine de şu an internette yaptığım araştırma sonuçlarını buraya yazıyorum.
Huzursuz Bacak Sendromu
zihinsel nedenleri;
-Planlanan şeyleri hayata geçirememek
-Monoton hayattan sıkılmak ama bir şey yapmamak
-Bazı aile büyüklerine duyulan bilinçaltı tepki
-Sorumluluk istememek
-Vucutta biriken stres yükü
Benimsenecek, tekrarlanacak olumlu düşünce ;
İdeallerimi gerçekleştirmek için şimdi adım atıyorum.Yeniliklere açığım.
Bir televizyon programında bu sorunla ilgili bilgiler veren bir doktorun geçmiş olayları düşünüyor musun ya da stresli misin? gibi bir soru sormuştu, bu sorundan muzdarip bir kişiye.
İşte o zaman aklımda beliren ya da uyguladığım bir şey gelmişti ancak şimdi hatırlayamıyorum.
Siz yine de eğer geçmiş olayları zihninizde dönüp dolaştırıyorsanız sizi üzen şeyler varsa
zihninizi bu gibi olumsuzluklardan arındırın. Ben bu konuda ne yaptığımı tam hatırlamadığım
için ancak bu kadar yazabiliyorum.
Huzursuz Bacak Sendromu yaşayan biri olarak izlenimlerim böyle. Stres, kötü beslenme ve hareketsizlik bence hastalıkların başlamasına bir etken.
Özetle;
Huzursuz bacak sendromu yaşadığım dönem önce kendime yöneldim; otururken vücudumun isyan etmesi, sürekli yer değiştirme, ayağa kalma isteğinin anlamı neydi?
Kilo aldığımı fark etmiştim. Bu durum hem sağlıklıksız beslendiğimi hem de fazla hareket etmediğimi gösteriyordu.
Önce yürüyüş, sonra egzersiz ekleyerek şu beni rahatsız eden fazlalıklardan kurtulayım, dedim.
Bir de ne göreyim rahatsızlığım da azaldı. O zaman anladım hareketsizlik de bu soruna yol açmış olabilir.
Virginia Woolf 'tan Yazarlık Dersleri (Danell Jones)
Maksat Gelisim
14:13
Danell jones
,
Kitap
,
Virginia Woolf
,
Virginia Woolf'tan Yazarlık Dersleri
,
Yazar
,
yazı yazmak
,
Yazmak Üzerine
Hiç yorum yok
Fakat yazarın ''Mrs. Dalloway''adlı romanını okumayı istiyorum; kitabın ismini zihnimin bir köşesine yazdım.
Jane Austen hakkında internette araştırma yaparken bu yazarla karşılaşmıştım. Hakkında edindiğim bilgilerden sonra eserlerini okumayı düşündüğüm bir yazar oldu benim için Virginia Woolf.
Ayrıca'' Virginia Woolf'tan Yazarlık Dersleri'' başlıklı bir kitap her seferinde karşıma çıktığında yazma ile ilgili önerilerin neler olduğunu çok merak ediyordum.Ve sonunda bu kitabı okuyarak muradıma ermiş oldum.
Bu kitabın yazarı Danell Jones. Virginia Woolf 'un günlüklerinden, makalelerinden, eserlerinden yola çıkarak kısaca ''yazma üzerine''elde ettiği bilgileri Woolf 'un bir sınıfta yazarlık dersleri verdiğini kurgulayarak yansıtmıştır.
Virginia Woolf hayatında böyle bir yazarlık dersi vermemiştir. Danell Jones onun eserlerinden elde ettiği bilgileri onun ağzından bizlere sunmuş.
Woolf'un yakınları ve arkadaşları tarafından karakterini ve hayatını anlattığı iki ciltlik bir kitaptan faydalanarak bir sınıf ortamında onu ete kemiğe büründürmüştür.
Zaten kitabı okuduğunuzda onun hakkında verilen bilgilerin gerçek olduğunu; sınıftaki öğrencilerin ise günümüz Amerikan insanını yansıttığını fark edeceksiniz.
Peki yazar kurguladığı bu sınıf ortamında başarılı olmuş mu? diye bir soru da geçmedi değil aklımdan. Bunun ne önemi var dedim sonra. Çünkü başlıktaki gibi ben Virginia Woolf 'un yazma sanatı üzerine tecrübelerine ve tavsiyelerine odaklandığım için diğer ayrıntıları, kurguları pek önemsemedim.
Kısaca Virginia Woolf günümüzde yaşasaydı ve yazarlık dersi verseydi nasıl olurdu? Sorusunun cevabını bu kitapta buluyoruz bir nevi.
Eğer dünya edebiyatında önemli bir yere sahip olan Virginia Woolf' un yazma üzerine önerilerini öğrenmek isterseniz bu kitaptan yararlanabilirsiniz.
Yazarlıkla ilgili kitaptan birkaç bilgi;
- Woolf 'un yazma konusunda tavsiyesi; çok kapsamlı okumak, düzenli yazmak...
- Rutin bir şekilde haftanın her günü sabah dokuz buçuktan öğle yemeğine kadar yazmaya vakit ayıran Woolf,eğer yazmaya böyle bir zaman ayırır ve bunu kararlılıkla sürdürürseniz muazzam eserler ortaya çıkartabilirsiniz, diyor.
- Ciddi bir yazar olmak için ciddi bir okur olmak gerekir. Kendini vererek okumak, ayrıntılı notlar tutmak kitaba hakim olmanızı sağlar.
- Günlük tutmak; Her şeyi yazabileceğiniz bir defteriniz olsun; öfkelenin, tasvir edin, sizi etkileyen alıntılara yer verin, yeter ki yazın.
- Yeni fikirler için günlükler tutmaya başlayın. Woolf günlüğüne şöyle yazmıştır; ''Elimde kalemle okumaya başlamak, keşfederek, coşkuyla ifadeleri düşünmek en büyük heyecanlardan biridir. Okurken güçlü bulduğunuz ifadeleri ve betimlemeleri not alın.
-Klasiklerin tamamını kendinizi vererek okuyun. Ama sadece iyi kitaplar okumakla da kendinizi sınırlamayın.
-Edebiyat kimsenin mülkü değildir, edebiyat herkese aittir.
Yukarıya sadece genel olan bilgilerin bir kısmını yazdım. Kitapta daha fazlasını bulacaksınız.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder