Sayfa Başına Dön

Jane Eyre (Charlotte Bronte)

Hiç yorum yok
jane eyre kitap
Charlotte Bronte' nun  yazdığı ''Jane Eyre''  adlı romanı  uzun süredir okumayı düşünüyordum.

 Hani bazı kitaplar vardır ismiyle olsun yazarıyla olsun ya da yazıldığı yıl itibariyle olsun sizi çeker, bilirsiniz ki  aradığınız kitaptır...

 ''Jane Eyre'' adlı eserde de benim için işte böyle bir durum söz konusu oldu.    
    Aslında bu kitapla tanışmam; Jane Austen'ın ''Aşk ve Gurur'' adlı eserini okuduktan sonra oldu.

      Bu romandan   çok etkilendiğim için internette araştırma gereği duydum. Tabii en çok da Jane Austen ın hayatını öğrendiğimde bayağı etkilenmiştim.

       Ve bu araştırmalarım sonucunda karşıma Jane Austen 'ın ölümünden sonraki dönemde yaşamış olan Bronte kardeşlerle karşılaştım.

        Bu üç kardeş de İngiliz Edebiyatına önemli eserler bırakmışlar.  Üçünün de erken yaşta ölmeleri nedeniyle çok az eserleri vardır.

      Kardeşlerin en büyüğü olan Charlotte Bronte 'ya  eleştirmen ve yazar olan birisi tarafından  Jane Austen kitapları tavsiye edilmiş olduğunu okuduğumda nedense bu üç kardeşin de ''Aşk ve Gurur'' adlı yapıta benzer romanlar yazdıkları düşüncesine kapılmıştım.

 
     İlkin,  Bronte kardeşlerden ortancası olan  Emily Bronte'nin ''Uğultulu Tepeler'' adlı romanı okuduğumda yanılmiş olduğumu anladım. Çok farklı bir kitapla karşılaştım. Ancak   kitabı beğendim.

      Benim en çok  merak ettiğim   kardeşlerin en büyüğü olan  Charletto Bronte 'nun  yazdığı ''Jane Eyre'' adlı romandı.   Konusunu da öğrendiğimde güzel bir kitap olduğunu sezinliyordum ve  okuduğumda da beni yanıltmadı , çok etkilendim.

          Yüreğimde buruk bir acı bıraktı diyebilirim.  ''Aşk ve Gurur '' tarzında bir kitap okumak isterseniz  ''Jane Eyre'' adlı romanı tavsiye edebilirim. Ancak hassas bir yapıya sahipseniz bu kitabı okuduktan sonra bir acı girdabına kapılırsanız sorumluluğu kabul etmem, ona göre...

       Tabii hiç de öyle etkilenmedim,  derseniz de bir şey diyemem.. Tekrarlıyorum benim gibi
 hassas bünyeler için bir uyarıydı sadece.. Zaten hep şu düşünceyle kitapların  okunması taraftarıyım; beklentisiz şekilde okumanın...

    Charlotte Bronte 'nin yazdığı ''Jane Eyre''  adlı kitabın konusu;
       Jane Eyre  annesi ve babası ölünce dayısı tarafından alınıp, evine götürülmüştür.. Bir süre
sonra da dayısı ölüm döşeğine düştüğünde  eşinden  ona  kendi çocuklarından biriymiş gibi
bakması için söz almıştır.

      Yengesi ve onun üç çocuğuyla birlikte yaşayan Jane, bu evde çok iyi bir muamele görmez. Varlığına daha fazla tahammül edemediği için yengesi onu  yetimlerin yatılı olarak kaldığı bir
okula gönderir.

       Zor şartların olduğu bu okulda altı yıl okur. Ve bir iki yıl  da  öğretmen olarak burada kalır. Ancak Jane Eyre bu okulda daha fazla takılı kalmak istemez.  Bir gazeteye iş ilanı verir. Kısa
 bir süre sonra  da cevap gelir.

       Ve bir malikanede küçük bir kız çocuğuna mürebbiyelik yapmak için yola çıkar. İşte  Jane
Eyre nin bu malikaneye gelmesiyle roman heyecanlı bir şekilde ilerlemeye başlıyor. Bundan
sonrası çok sürükleyici olduğu için kitabı elinizden bırakamıyacaksınız.

              Aşk ve Gurur kitabının  içindeki aşk hikayesi  ne kadar etkileyiciyse  bu kitaptaki yaşanan aşk da o kadar etkileyeceği olduğu kanaatindeyim.  Ancak bu kitap sadece bir aşk ekseninden
 ibaret değil.

Kitap tavsiyeleri sunduğum yazımda Jane Eyre tarzı kitap arayanlar için roman önerilerim de
 var.

2011 Yapımı JANE EYRE Adlı Film;


jane eyre film
  Kitabı okur okumaz  hemen ''Jane Eyre '' adlı  2011 İngiliz  yapımı filmi izledim. Ve büyük bir hayal kırıklığı yaşadım.

Öncelikle kitapta iki ana karakterin çirkin oldukları yer yer bahsedilmekte. Ancak çirkin olmak demek karizmatik ya da çekici olmayacağın anlamına gelmez ki...

Kişiliğin ve davranışların güzelliğini yansıtabilmek varken ben karşımda soğuk, mesafeli karakterler gördüm.

Bir de fotoğraf çektiriyormuş gibi poz veriliyor olması beni çok rahatsız etti. O kadar sahneler birbirinden kopuk ki... Ne o duyguyu alabiliyorsunuz ne de o atmosferden etkilenebiliyorsunuz.

Şu üst-sağdaki filmin afişindeki görüntü aslında çok hoş, bunu filme de aktarabilmiş olsalardı keşke...

Kitabı okumamış olsam filmden bir şey anlar mıydım? Emin değilim.

Filmin en büyük eksikliği kitapta olduğu gibi bir anlatıcının olmamasıydı. Keşke Jane Eyre sesiyle duygularını, yaşadıklarını kitaptaki gibi seyirciye anlatsaydı. Görüntülerdeki o boşluğu seslendirerek belki  kapatılabilirdi, diyorum. En azından kitaptaki o etkileyiciliği hissetmiş
olacaktık.

jane eyre film ve kitapKitapta papaz çok yakışıklı, uzun boylu ve hitabet sanatında çok başarılı olduğunu öğrenirken filmde daha farklı biri karşımıza çıkıyor.

Filmde ana karakterler dışındaki kişilerin saç modelleri ve kıyafetleri ilginç olduğundan mı biraz değişik geldi bana.

 Halbuki İngiliz döneminin kıyafetleri, saygısı ve nezaketi  hayranlık duyulacak yaşam biçimi varken bu filmde tam yansıtılmamış oldukları  kanısındayım.

Biraz daha ufak defek çalışmalarla bu filmdeki eksiklikler giderilebilir aslında...

Jane Eyre nin küçüklüğünü oynayan kızı başarılı buldum ben...Hatta daha fazla oyunculuk sergileyebilecek potansiyeli bile gördüm onda...

 Sürekli şu soru aklıma takılıyor: Kitabı okumasaydım peki bu filmi beğenir miydim?

 Bir yandan da iyi ki film böyle  olmuş diye sevinmedim değil. Çünkü kitabı bitirdiğimde
yüreğimde bir burukluk olmuş. Etkisinden kurtulamamıştım. İkincisi biraz bana ağır gelebilirdi. Neyse ki  filmde etkilenecek kadar ne duygu ne davranış ne de olay gördüm. Tabii bu filmi alt
 yazılı izlemiş olmamın bunda payı da olabilir zannımca.
 
         Jane Eyre adlı  kitap birçok kez filme uyarlanmış aslında...  Belki diğerleri  daha başarılıdır...

 NOT:
Kitaptan epey sonra filme tekrar göz attığımda filmin o  kadar da kötü olmadığını gördüm. Diyeceğim odur ki kİtabı okuduktan uzun  bir zaman sonra filmi izleyin. Çünkü ben kitabı okur okumaz filmi izlemiş olduğumdan çok fazla kıyaslama yoluna gittim.

 Yazımın sonuna gelirken üçüncü kardeşin eserini de çok merak ettiğimi belirteyim. Neden diğer
 iki kardeş gibi ön planda olmadığı sorusu aklıma geliyor.  Bundan sonra hedeflerim arasında
  küçük kardeş Anne Bronte 'nin ''Şatodaki Kadın'' kitabını okumayı düşünüyorum.


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Olumsuz Düşüncenin Ötesinde

Hiç yorum yok
olumsuz düşüncenin ötesinde
Benim en sevdiğim kitaplardan biridir, '' Olumsuz Düşüncenin Ötesinde''  adlı kitap. 2005 yılında okumuştum. Olumsuz düşünceleri değiştirmek için yol gösterici  ve motive edici bir kitap. Önsözünde, yazarların psikiyatri ve klinik psikoloji ile ilgilenmiş uzmanlar olduğunu okuduğumda bu kitabı ''kişisel gelişim'' olarak nitelemek  haksızlık olur mu diye bir kararsızlık yaşamadım değil hani.

 Belki de en iyi ifade edecek cümle sanırım şu olabilir: Kişisel gelişim tadında bir kitap.

 Kitabın yazarları bir insanın psikolojik durumunun değişebilmesi için  ilk önce o insanın düşünce tarzının değişmesi gerektiğine inandıkları için bu yönde beş aşamalı bir yöntem bulmuşlar.

     Bu kitapta anlatılan beş aşamalı yöntemi  bir fikir olması açısından sadece başlıklarını aşağıya yazıyorum.

   İçe Dönük Konuşma Tekniği:
1-İçe Dönük Konuşmanızı Dinlemek

2-Olumsuz Düşüncelerin Altını Çizmek; Yıkıcı sesinizin kaynağını belirlemek.

3-Olumsuz Düşünceye Son Vermek; Her olumsuz düşüncelerinizi fark ettiğinizde ''DUR!'' demek.

4-Yer Değiştirmek;Olumsuz düşünceleri durduktan sonra yerine olumlu içe dönük konuşmalarla doldurmak.

5-Tekrar Yöneltme;Düşünceleri olumlu bir hedefe yöneltmek.

     Kitapta ayrıca kendi düşünce yapınızın hangi kişilik tipine  yakın olduğu görmek için kişilik
 tipleri ayrı ayrı  örnekler vererek anlatılmış. Tabii bununla birlikte  testler de yer alıyor.

   Bu kitaptan öğrendiğim tekniği şu şekilde uyguladım;
     Kağıdın ortasından dikey şekilde bir çizgi çizdim. Kağıdın sol tarafına her olumsuz düşüncemi fark ettiğimde  hemen not aldım.

    Hemen çizginin diğer tarafına ise ''Dur!'' ( ya da iptal! de diyebilirsiniz) yazdım. Ve hemen bu negatif düşüncemin olumlusunu yazdım.

    Anda yaşamadığım, zihnimin başka diyarlarda dolaştığı bu günlerde aklıma bu teknik geldi.
 Yıllar önce okuduğum; sevdiğim ve benim için önemli bir yere sahip bu kitabı  bu vesileyle hem okumuş hem de buraya yazacak bir konu bulmuş olmanın mutluluğuyla tekrar ele alıyorum.

  Gerek psikologların yazdığı  gerek kişisel gelişim niteliğindeki  kitaplarda bu teknikle çok fazla karşılaştım. Ancak bu kitap başlı başına bu tekniği konu almasıyla diğerlerinden ayrılıyor.

  Değişmek istiyorsanız ama nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız ben size önce '''düşüncelerinizi değiştirmekle'' işe başlayın derim. Bunun için önerebileceğim en güzel kitap da ''Olumsuz Düşüncenin Ötesinde'' adlı kitap.

Kitaptan birkaç alıntı cümle;
     - İçe dönük sesimizi duyana kadar dertlerimizin kaynağını havalar, ailemiz, patron,komşular
iş arkadaşımız ...hangi dış kaynak daha kolaysa o olduğunu sanırız. Sanık bunlardan biri olmuş olsaydı hayatta hiç umudumuz kalmazdı. Çünkü bu dış etkenleri değiştirmek için elden pek bir
şey gelmez. Neyse ki kendimizi değiştirmek mümkün.

  Aslında sorunlarımızın yüzde doksanı düşüncelerimiz tarafından yaratılır.


-Eğer aynı tip yanlışları tekrarlamak istemiyorsanız, sizi rahatsız eden aynı tür duygulara sahip
 olmak olmak istemiyorsanız bu duyguların arkasındaki düşünceleri bulun.

   Kitabın yazarları:
Joseph T. Martorano
                                John P. Kıldahl

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder