Sayfa Başına Dön

Kitap Okuma Alışkanlığı Nasıl Kazanılır?

Hiç yorum yok
kitap okuma alışkanlığıOkuma alışkanlığını kazanmak için öncelikle kitap okumanın önemini kavramak, bilmek gerektiğini düşünüyorum. Günümüzde herkesçe çok iyi biliniyor aslında. Sanırım uygulama konusunda bir eksiklik hissediliyor. Nasıl kitap okumaya başlarım ve bunu alışkanlığa nasıl dönüştürebilirim? Sorusunu sormaya başladıysanız eğer büyük bir yol katetmişsiniz demektir.

Elimden geldiğince kitap okuma alışkanlığı kazanmak için neler yapılacağı, nasıl bir yol izlenmesi gerektiği ile ilgili fikirlerimi 8 maddede anlatmaya çalıştım.

Okuma Alışkanlığı Nasıl Kazanılır? 
 1- Kitap Okumanın Faydalarını Öğrenin:
  Kitap okuma alışkanlığını kazanmanın  yollarından biri kitap okumak için nedenlerinizi belirlemektir.
Bir şeyi öğrenmek ve uygulamak için öncelikle o şeyin bize ne katacağını bilmemiz gerekiyor.

Neden kitap okumalıyım? sorusunun sizdeki tezahürü nedir?
Kendinizi ifade etmekte güçlük mü çekiyorsunuz? Kelime dağarcığınızın yetersizliğinin belki de farkına vardınız. Ya da kendinizi geliştirmek istiyorsunuz. Ancak nereden başlayacağınızı bilmiyorsunuz.

 İşte bu nedenleri bilmek, niçin okuduğunuzun farkında olmak; başlarda motivasyonunuzu sağlama konusunda yardımcı olacaktır. Zaman geçtikçe bu nedenleri unutsanız bile okumanın tadına vardığınız için ve alışkanlığı bu süreçte kazandığınız için kitap okumak size daha kolay gelecektir.

Kitap okumanın faydaları nelerdir?
Diksiyonunuzu geliştirmek, iyi bir konuşmacı olmak istiyorsanız; 
Konuşması düzgün ve iyi olan kişilerin; kitapsever veya okuma alışkanlığı edinmiş bireyler olması  bir rastlantı olmasa gerek. Bir ünlümüzün çocukluğunda şiveli konuştuğunu bunu aşmak için yüksek sesle kitap okuduğunu  öğrenmiştim. Bunu duyduğumda çok şaşırmıştım.
Yüksek sesle kitap okumanın faydalarını bilsem de bir insandaki değişimi görmek daha fazla etkiliyor insanı.

Bilim insanların, sanatçıların kendini kanıtlamış başarılı insanların hayatlarını incelerseniz
eğer kitap okudukları çok net şekilde karşınıza  çıkacaktır.

Yazma konusunda kendinizi geliştirmek istiyorsanız; 
Bilgi dağarcığınızı, kelime hazinenizi zenginleştirmek için; kitap okumak vazgeçilmeziniz olmalı.
Dikkat eksikliği için; televizyondaki ve internetteki hareketli resimlere çok fazla maruz
 kalıyoruz ki dikkat eksikliğinin nedenlerinden biri de bu. Ne televizyonda vazgeçiyoruz ne internetten...En azından bunu dengelemek için kitap okumak çözümlerden biri.

Kitap okumak beyni geliştiriyor: Beynin her iki lob arasındaki bağlantıyı kuruyor, aynı anda çalıştırıyor. Beynin sağ lobunu da sol lobunu da  aynı anda çalıştıran bir yönem  kitap okumak.

Beyin hücrelerini  koruduğuna, yenilediğine dair bir çok araştırmalar bizlere sunuluyor.

Daha iyi anlamak, yorumlamak ve kavramak için kitap okumak çok faydalı. Özellikle
YGS-LYS, TEOG gibi sınavlarda, Türkçe paragraf sorularını çözebilmek için kitap okumak gerekiyor.

Kendinize güveninizi kazanmak, kültürünüzü arttırmak, problemlere daha kolay 
çözümler bulmak için, kariyer, başarı için daha pek çok nedenler sıralanabilir.

kitap okuma alışkanlığı kazanma
2-Kitap okuma alışkanlığı için günde belli bir sayfa okumaya kendinizi şartlandırın:
Bu, günde 10 sayfa veya  20 sayfa okumak olabilir. Belki günde 15dk. kitap okumaya zaman ayıracağım, diyebilirsiniz. Ve her gün bu belirlediğiniz planı uygulayın.

3- Okuduğunuz kitapları küçük bir deftere not edebilirsiniz:

Okuduğum en son iki kitabı şu şekilde not aldım. Okuduklarımı listelemek beni motive ediyor mesela.   Ayrıca  kitapları not ettiğimde yanına muhakkak tarihlerini de yazarım. Bunun bana şöyle faydası oluyor; tarihler uzadığını fark ettiğimde daha fazla zaman ayırarak kitabı bitirmeye çalışıyorum.
kitap okuma alışkanlığı nasıl kazanılır
4-Kitaplarla ilgili bilgi ve yorum paylaşan insanları sosyal ağlarda takip edebilirsiniz:
Kitaplarla haşır neşir  insanları gördükçe, kitap hakkında yorumları okudukça onların okuma hevesleri ve şevki size de bulaşacaktır. Buna eminim. Neyi takip ettiğiniz, neyle ilgilendiğiniz çok önemli. Kitap blogları, instagram, twitter gibi sosyal ağları takip etmeniz, okumayı unuttuğunuzda( ki unutulup ara veriliyor) yeniden hatırlamanızı,  kaybettiğiniz motivasyonu sağlayarak  kaldığınız yerden devam etmenizde size çok yardımcı olacaktır.

 5-Akıcı, sürükleyici ve kısa kitapları seçin:
İnternette konusu, anlatımı akıcı olan kitap tavsiyelerine bakabilirsiniz. Ama birinin çok güzel diye
övdüğü kitabı siz beğenmeyebilirsiniz. Pes etmeyin. Başka kitaplara da şans verin.

Kitap seçiminde önyargılı olmayın, olanlara  da kulak asmayın. Popüler ya da değil hangi kitap sizi çekiyorsa onu alın okuyun. Kim ne derse desin. Zaten sonradan okudukça okuma zevkiniz gelişiyor zamanla kitap konusunda daha seçici olmaya başlıyorsunuz.

Ayrıca sayfa sayısı az olan kitaplardan başlayın. Kısa sürede biten yapıtları tercih etmeniz psikolojik olarak olumlu bir faydası var. Uzamadan hemen bitirdiğiniz bir öykü ya da roman size bir işi tamamlamanın verdiği duyguyla yeni bir kitaba yönelmenizi sağlayacaktır. Ayrıca  kısa romanları listelediğim sayfama da göz atabilirsiniz.

6-Okuma Saati:
Başka bir tavsiyem de okuma saatinizi belirlemeniz. Akşam uyumadan önceki saati ya da sabah erken saatleri artık hangisi size uygunsa o zaman dilimini değerlendirebilirsiniz. Daha önceki yıllarda ben gece uyumadan önceki saatleri değerlendiriyordum. En uygun zamanı belirlemek ve her gün o saati kullanmak alışkanlık kazanmanızda büyük etkisi olacaktır. Daha önceleri ben belli bir zaman dilimini okumaya saati olarak ayarladığımda çok fazla kitap okuduğumu da söyleyebilirim.
kitap okuma alışkanlığı
7-Kitap Seçimi:
Ben kitapları önce araştırıyorum. Konusu ilgimi çekiyorsa eğer, sonraki adımım o eseri okuyanların yorumlarına  göz atmak oluyor. Olumlu düşüncelerle karşılaştığımda o yapıta yöneliyorum.

Şunu hatırlayın; yaşa göre, daha önce ne kadar kitap okuduğunuza göre, ruh halinize, ilgi alanınıza göre kişiden kişiye  beğeniler değişiyor. Bunu bildiğimden kendi ilgi alanıma göre eseri belirledikten sonra eleştirilere bakarım. Yani İkinci adımım yorumları okumaktır. Eleştirilerden kitap içeriği hakkında ipuçları almaya çalışırım. Keskin bir olumsuzluk yoksa  okuma listeme dahil ederim. Okuyamayacağım kıstaslar belirtiliyorsa o romandan vazgeçiyorum.

Ayrıca şunu belirtmemde fayda var. Ben dünya klasikleri okumayı tercih ettiğim için yazarların tarzı, yaşadığı dönemi, daha önceden edindiğim bilgi birikimim de daha kolay karar vermemi sağlıyor.

Kitap seçiminde yapıtların konusunu okuyun önce. Konusu hoşunuza gitmiş ise  dili, anlatımı hakkında neler söylenmiş fikir edinin. Ben bir kitabı okuyup okumama konusunda karar verirken böyle bir yol izliyorum.

8-Hangi Türde Kitaplar İlginizi Çekiyor?:
Bilimkurgu, macera, aşk, polisiye, tarihi...gibi ilgi alanınıza giren hangisi ise o kitap türünü belirleyebilirsiniz.

Okumayı sevdirecek kitaplar hangileri derseniz?  :
Kişiden kişiye değişir. Ama bir başlangıç olması için birkaç kitap önereyim: Büyük Umutlar (Charles Dickens); Satranç( Stefan Zweig).

 Ben dünya klasiklerinden iki eser tavsiye ettim. Sizler başlangıç aşamasında popüler, güncel
kitapları da tercih edebilirsiniz. Hiç çekinmeyin. Her okur bu tür kitapları bilinçli ya da değil
 başlarda okumuştur ki sonradan iyi kitaplar hangileri olduğunu görebiliyor, karar verebiliyor.

 Önce ne tür kitapları okumayı sevdiğinizi belirlemeye çalışın. Fantastik mi, gerilim mi, romantik, bilimkurgu mu?  Bu türlerde bir araştırma yapın.

 Kitap okuma alışkanlığı kazanmanın önemini ve gerekliliğini kavramak önemli.
 Kitap okumak hem en kolay öğrenme yolu hem de en  etkili öğrenme yöntemidir. Tarihte
 birçok yazarın, bilim insanının, politikacının hayatını incelediğimizde  kitap tutkusu olduğunu  görürüz.

Kendinizi geliştirmek için en mühim yol kitap okumaktır.  Kitap okumaktaki maksadınızı bulun. Bunu belirlemek size motivasyon sağlayacaktır.

 Kitap önerisi isteyenler varsa  Kitap Tavsiyeleri başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Blog Yazı Üslubu ve Yazmanın Sırları

Hiç yorum yok
blog nasıl yazılır
Blog yazısı nasıl yazılır denilince benim aklıma blog yazı üslubu nasıl olur, içeriği nasıl olur gibi sorular geliyor. Bu nedenle bu yazım bu yönde bilgiler olacak. 2014 yılının son günlerinde bloğ açmaya karar verince blog yazısı nasıl yazılır, yazma yeteneğimi nasıl geliştirebilirim gibi sorular sorarak bu konuda kendimi geliştirmeye karar vermiştim. Araştırma yaptığımda iki konu hep karşıma çıktı:
1-Kitap okumak
2-Yazma alıştırması yapmak

Ancak bloğuma yazı yazdıkça bu iki bilgiden daha spesifik bilgilere ihtiyacım olduğunu anladım. Böylece nasıl daha iyi yazabilirim sorusu, nasıl bir üslupla bloğumda yazılarımı yazmalıyım? sorusuna evrildi. Kendime özgü yazı üslubumu nasıl bulabilirim? Bu sorularımın cevabını bulmak için uzun zamandır  araştırmalar yapıyorum. Bu konuda iyi bilgilere de ulaştım.

Üslupla ilgili çalışmalarımı aslında  yarım bırakmış; şu sıralar yaza yaza, kendiliğinden yazı üslubumu kazanma çabasındayım. Aslında bu da bir seçenek olabilir kendi sesinizi bulmak için.

Ancak yazarların, bu konuda uzman kişilerin fikirlerine ve bilgilerine kulak kabartmak onlardan bir şeyler öğrenmek; amacımıza ulaşmada kestirme yol olacaktır. Yazma konusunda kendimizi geliştirmek için  edindiğim  bu bilgileri 5 maddede sıraladım.

Yazı Üslubu Edinmek için Öneriler:
Burada sadece üslup edinmek için değil, iyi yazmayı öğrenmek için de yöntemler var aslında.

1-Üslubunu, tarzını beğendiğiniz bir kitabı bir deftere el ile aynen yazmak:
Yıllar önce radyonun frekanslarını değiştirirken yazarlıkla ilgili ipuçlarını veren bir konuşmacıya denk gelmiştim. Maalesef ki son anda yetişmiştim.

 Konuşan kişi, yazmanın  sırrının iyi bir kitabı elle aynen yazmak olduğunu belirtmişti. Yazmayı öğrenmek için mühim yöntemlerden biriymiş.

Peki hangi yazarların kitapları?
Bunun için önce klasik kitapları önermiş ve Türk edebiyatından iki isim söylemişti. Maalesef o hızlı anlatımın içinde tek bir ismi yakalayabilmiştim: Kalemini çok beğendiğim yazar Sait Faik Abasıyanık 'ın kitaplarıydı.

İyi bir üslup gayesiyle beğendiğiniz kitapları elle başka bir yere yazmak  iyi bir yazar olmak için meslek sırrı olarak nitelendiriliyor.

2-Yazma egzersizi için Okumak:

Yazmadan önce beğendiğiniz bir yazarın kitabını okuyun.
Virginia Woolf'tan Yazarlık Dersleri  adlı kitapta dikkatimi çeken bir bilgi. Bu kitapta Woolf'un bir süre Shakespeare okuyup sonra yazmaya başladığından bahsedilmiş. Kitabın yazarı tıpkı Woolf'un yaptığı gibi yazma egzersizi olarak okumayı öneriyor. Şu şekilde:

Yazma sürecinde beğendiğiniz bir kitabı 10 dk. okuyun. Sonra hemen kendi belirlediğiniz konuda yazmaya başlayın.  Bir hafta bu şekilde denedikten sonra bu yöntemle yazınızdaki değişimi ve gelişmeyi fark edeceksiniz.

3-Günlük Tutmak: 
İnternette ''Yazmaya Nereden Başlamalı ve Üslup Arayışı'' adlı bir yazıyı not almışım defterime. Yazı başlığını tıklarsanız bu yazıya ulaşabilirsiniz. Bu yazıda günlük tutmanın insana üslup kazandırdığı belirtilmiş.  Eskiden günlük tutardım. Bırakmasaydım iyiymiş.

Günlük tutmanın faydaları;
Günlük tutmak, her gün yazma egzersizi için önemli yollardan biri. Yazmak için güzel bir nedeniz olacak.

Ayrıca ruh hekimleri hafıza sorunu yaşayan, hatırlamakta güçlük çeken danışanlarına günlük tutmayı önerdiklerini duymuştum.

 Günlük tutmanın psikolojik açıdan terapi gibi bir işlevselliği var. Psikolojik açıdan en azami derecede fayda sağlamak için günlük tutarken şu şekilde tutun:
-Yaşadığınız olayların sizde bıraktığı  duygu ve düşünceleri yazmak; düşünceleri ve duygularınızı ifade etmek önemli
 -Bu olaydan aldığınız dersi yazmak.

  Bu iki maddeyi göz önünde bulundurarak yazarsanız terapi yönünden de faydalanmış olacaksınız.

 1-yazı üslubu edinmek
 2-ruhsal sağlığınızı korumak
 3-yazma alıştırması yapmak  için  günlük tutabilirsiniz.

 Blog da bir sanal günlük aslında.  Kendimize özgü  yazı üslubumuzu kazanmak için blog yazmak da  bize yardımcı olacaktır. Bu tabii zamanla elde edilecek bir durum olduğunu da unutmamak gerek.
   
4-Yazılarınızı bir arkadaşınıza veya tanıdığınıza mektup yazıyormuş gibi yazmak: 
 Danell Jones'ın ''Virginia Woolf'tan Yazarlık Dersleri''  adlı kitabında, kişisel bir ses yaratmada güçlük çekenlere bir arkadaşınıza veya tanıdığına mektup yazıyormuş gibi yazmak tavsiye ediliyor.

5-Bir arkadaşınla sohbet ediyormuş, konuşuyormuş gibi yazmak:
 Yazarların yazmakla ilgili tavsiyeleri arasında bir arkadaşınızla sohbet ediyormuş, konuşuyormuş gibi yazmak en çok karşılaştığım önerilerden.

Bloglarda sohbet tarzı yazılar genelde tercih edilmekte. Ve bu tarzda tavsiye edilen kitap Çavdar Tarlasında Çocuklar. Bu kitabı bloggerların çoğunun okumuş olduğunu fark edeceksiniz.
Ben de dahil. Sizler de bu tür kitap ve yazılar okuyarak blog yazı üslubu açışından kendinizi geliştirebilirsiniz.

Maksat yazma konusunda  kendimizi geliştirmek ise yazı üslubu edinmek en önemli konulardan biri. Blog yazı üslubu  diğer mecralardan birazcık farklı. Bu yüzden okunacak kitapları ve köşe yazılarını buna göre belirlemek gerekiyor.

Yukarıdaki 5 maddeyi  yazmanın sırları olarak da belirtmem çok  yanlış olmaz sanırım. Çünkü hem yazı üslubu  hem yazma ipuçları  hem de yazarlık dersleri açısından yol gösterici bilgiler.

Blog yazısı nasıl yazılır sorusuna yazma yeteneğinizi geliştirme konusunda bu yazımı ele aldım.

İlginizi çekeceğini düşündüğüm  diğer yazılarım:
Blog Yazmak İstiyorum Diyenlere Öneriler
Blogger Olmak İsteyenler için Notlarım


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Blog Açacaklara Tavsiyeler

14 yorum
blog açacaklara tavsiyeler
Bazı  bloggerların  üç, beş yazıdan sonra blog yazmayı bıraktıklarını görüyorum.  Belki yazmaya devam etseler belli bir süre sonra istedikleri başarıya ulaşacaklar. Ancak birkaç yazı yazdıktan sonra istedikleri geri dönüşümü alamadıkları için  hemen pes ettiklerini görüyorum. Bu yüzden blog açacaklara kendi gözlemlerime dayanarak onları motive edecek ve yol gösterecek  birkaç şey yazmak  istiyorum.

   Pes Etme:  Blogumu açtığım ilk dönemlerde bazı bloggerların yazıları beni  ümitsizliğe düşürmüştü.
Eleştirel ve herkesin blog açmaması gerektiği yönünde  yazılardı. Biraz ürktüm. Biraz karamsarlığa kapıldım. Blog yazmayı bırakmayı bile düşündüm.  Sonra kendi kendime blogu bırakırsan kaybedersin, dedim. 

Bana yol gösterici, bilgi verici ve  beni motive edici  bloggerları takip etmeye;  pes ettiren karamsarlığa sürükleyen bloglardan uzak durmaya karar verdim.

Bir konuda yapılan araştırma, çalışma  ve uygulama siz isteseniz de istemeseniz de başarıyı beraberinde getiriyor. İlk başlarda tökezlemem yanlış yazılar yazmam olağan. Henüz acemiyim. Yaza yaza öğrenebilirim.  Yeni bir şeyi öğrendiğimizde, hep  zorlanarak olmadı mı? Bu da böyle. Yanlışımız, hatalarımız elbet olacak.

(Bunu yazmamın amacı kesinlikle bloggerları eleştirmek  değil. Sadece blog dünyasına  adım atarken insanların yazdıkları, söyledikleri ister istemez sizi çok etkiliyor. Bir nevi her yazıdan nem kapıyor insan. Böyle durumlarda daha kararlı olunması için kendi tecrübelerimi aktarmaktı amacım. Bu acemilik dönemi atlattıktan sonra zaten her bloggerın görüşlerine saygı duymaya başlıyorsunuz. Sizi hiç etkilemiyor. Kendi bildiğiniz yolda devam ediyorsunuz. En azından bende öyle oldu.)

 Blog, yazma konusunda iyi bir platform. Yazma yeteneğimi geliştirmek için blogda yazmam gerektiğini hep hissettim. Sonradan fark ettim ki birçok faydası  varmış.
Blog yazmanın faydaları; blogda yazarak bilgilerimi tazelemiş oluyorum. Araştırmaya yöneliyorum. Öğreniyorum.
İstikrarlı bir şekilde yazdığım için zihnim canlı, aktif. 
Ve farkında olsanız da olmasanız da kendinize güveninizde bir artış oluyor. Konuşmalarınıza, tavırlarınıza bile bu yansıyor.

Kitap okuyorsunuz. Çünkü kitap okumanız için bir nedeniniz var.
Farkında olsanız da olmasanız da blog yazmak sizi etkiliyor.

  Önemli olan blogunuzu açtığınız ilk dönemlerdeki zorluğu, motivasyon düşüklüğünü ve  karamsarlığı aşmak. Bu dönem benim için 1 yılsa sizin için 3 ay olabilir. Kişiye göre değişir.

   Blogda yazılarımın iyi olmadığını düşündüğüm zaman yazılarımın google sıralamasına girmeyeceğini kendime hatırlatarak bu endişelerimi bertaraf ettim.

    Bazen iyi yazdığımı düşündüğüm yazılarımı sıralamada göremediğim zaman hayal kırıklığı yaşadım.  Yine de pes etmedim. Sonradan  gördüm ki istikrarlı şekilde  yazdıkça bu iyi yazılarım er ya da geç Google sıramasında görünmeye başlıyor.

    İyi yazılarınız varsa  kısa vadede sonuç alamasanız bile yazmaya devam edin. Çok sonraları da olsa  karşılığını mutlaka görüyorsunuz.

blog açacaklara tavsiyeler   Pes etmemek önemli. Örneğin bir defteriniz var. Bilgilerinizi ve  öğrendiklerinizi bu deftere not alıyorsunuz.

       Şimdi ise bir sanal defteriniz var. Ve bu sanal deftere yazın.  Geri dönüşümünü düşünmeden. Sadece yazın.  Araştırın.

 Sonra bu yazdıklarınızı tekrar kontrol edin. Düzeltin. Blog yazsanız da bir yıl geçecek, yazmasanız da bir yıl geçecek. Vesveseye, umutsuzluğa kapılmadan yazmaya devam edin.

     Birçok öğretmenin öğrencilerine blog açmalarını tavsiye ettiğini internette öğrendim. Ne kadar hoş bir durum. Küçük yaşta blog açarak yazmaya başlamak ileriki yıllar için çok güzel bir yatırım.

     Gözlemlediğim kadarıyla başarıya ulaşmış bloggerların  birçoğu arka planda daha önce birçok kez blog açıp başarısız olmuşlar. Pes etmeyip yeni bir blog açarak bu başarısızlık sürecinde öğrendiklerini  yeni bloglarında uygulamış ve başarıya ulaşmışlar.

  Yani göremediğimiz başarısızlık süreçleri var. Onlar bu dönemi pes etmek yerine bunu öğrenme süreci kabul ederek,  devam etmişler. Bunu her zaman akılda bulundurmakta fayda var.

   Ayrıca çok iyi bir araştırma  ve öğrenmeyle bu başarısızlık sürecini  kısaltmak da elinizde.


   40 Tane Yazı:
blog açacaklara tavsiyeler
       Blogumda yayımladığım yazı sayısı 40' a  ulaştığında ziyaretçi sayımda  artış olduğunu  gözlemledim.

      Çünkü bu 40 yazının içinde birkaç yazımda internette çok fazla  bilgi olmayan ancak çok aranılan  konuları ele almışım. Ve  geçen ay 5- 6 yazı yazmaya başlayınca da benim blogumda bir hareketlilik başladı.

   İlginç olan bu  ziyaretçi çeken yazılarımın bir önceki ve bir sonraki yazılarıma da  ziyaretçi geldiğini fark ettim.

     Ayda  5-6 yazı yazmaya başlayınca diğer yazılarım ya google sıralamasında gözükmeye  ya da daha üstlere çıkmaya başladığını da gördüm.  Keramet 40 sayısında olup olmadığımı bilemem. Ancak  yazdığım bu 40 yazıyla birlikte tecrübem arttı.

  Ve birden daha seri yazmaya başladım.

   Blog konusunda daha donanımlı hale geldiğimi fark ettim.

    Eğer iyi ve faydalı bir yazı yazarsam üst sıralarda olacağıma eminim ve farkındayım. . Artık tek emelim daha iyi nasıl yazabilirim? Daha faydalı bilgiler nasıl oluşturabilirim? düşünceleri içindeyim.

   O yüzde en az blogunuzda 40 yazıya ulaşmadan pes etmeyin. Ama baştan savma yazılar da yazmayın. İyi ve faydalı yazılar  yazdıkça belli bir seviyeye yükseleceğinizi fark edeceksiniz.

    Tabii blogumda 100. yazımı yayımladığımda nasıl bir durumla karşılaşacağımı şimdiden   merak etmeye başladım.

      Başarının Sırrı: 10 bin saat kuralı yazımı  okursanız aslında  ne demek istediğimi daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum.  40 sayısı  keramet değil de tecrübe, araştırma, öğrenme ve emeğin bir neticesini görmeye başlamak için bir ilk basamak.

    Söyleyeceğim şey sabır, süreklilik, araştırma, çalışma ile istikrarlı yazı yazdığınız sürece yavaş yavaş ilerleme katettiğinizi fark edeceksiniz.


   Blogunuzu iki şekilde beğendirebilirsiniz:

      1. Blogunuzda bilgi içerikli, faydalı yazılar varsa ;

     2.  Yazma konusunda yetenekliyseniz.

     Her ikisine de sahipseniz sizi kim tutar.

    İkisi de yoksa araştırma, çalışma ile kendinizi bu konuda geliştirebilirsiniz. Önemli olan bu işin peşini bırakmamak.

Şu yazılar da ilginizi çekebilir:
1-Blog Ziyaretçi Sayısını Arttırmanın Yolları
2-Hangi Konuda Blog, Youtube Kanalı Açmalıyım?
3-Blog Yazarlığı
4-Blogger Olmak İsteseyenler için Notlarım


14 yorum :

Yorum Gönder