Günlük Tutmanın Faydaları
Maksat Gelisim
16:42
Günlük Tutmak
,
Günlük Tutmanın Faydaları
,
Günlük Yazma
,
Günlük Yazmanın Faydaları
,
Kişisel Gelişim
6 yorum
O yüzden artık defterinizi kilitli bir yerde mi saklarsınız, kağıtlara günü günü yazıp günü
gününe mi atarsınız bilemem. Tabii deftere değil de kağıtlara yazmak günlük tutmak olur mu
bu konuda bir fikrim yok. Ancak günü günü yırtıp attığınız için yırtma eylemi de günlük
yapıldığı için bir nevi olduruyoruz.
En başta günlüğünüzü dış etkenlerin müdahalelerine karşı koruma stratejisi belirleyin😀:
Bu kesinlikle önemli. Birinci kural günlüğünüzü nasıl muhafaza edeceğinizi belirlemek olsun.
Sonra biri günlüğünüzü okuduğunda bin pişman olmayın. Ben uyarımı yapayım... Benim
başıma gelmez demeyin, geliyor...
Günlük Tutmanın Faydaları:
1-Unutkanlık için :
Psikologlar ve psikiyatrlar tarafından unutkanlık sorunu yaşayan kişilere günlük tutmaları
önerildiği birçok kez karşıma çıkan bir bilgi. Bunu gerek tanıdıklarımda , gerek tv'de birçok
kez duymuşluğum vardır.
2-Yazma Yeteneğini Geliştirmek İsteyenler için:
Yazma kabiliyetini geliştirmek için sürekli yazmak gerektiği artık yazar olmak gibi bir derdi olmayanlar bile idrak etmiş durumda.
Her gün ne yazacağım gibi sıkıntısı olanlar için muazzam bir yöntem günlük tutmak. Gün
içerisinde muhakkak bir şeylerle uğraşıyoruz, kızıyor, sinirleniyor, bir şeyler öğreniyoruz.
Bunları günlüğe yazarak bir adım atabilirsiniz.
Okuduğunuz kitap hakkında düşüncelerinizi, yapmak istediklerinizi, hayallerinizi, öğrendiklerinizi yazabilirsiniz bu günlüğe. Hatta rüyalarınızı bile yazabilirsiniz... Konu sıkıntısı çekilmeyecek
ve yazma alıştırması yapılacak en uygun yöntemlerden biri.
Not: Yazmak insanı geliştirir. İster bir blogda yazın, ister bir deftere...Kendini ifade etmenin en güzel şekli...Şunu hatırlatmakta fayda var: Yazdıkça yazma beceriniz gelişir...
3-Kendini İfade Etmek için:
Günlük tutatarak; duygularımızı, düşüncelerimizi ve olayları yazarak
ifade ettiğimiz için farkındalık kazanmış oluyoruz. Düşüncelerimiz netleşiyor. Zihnimizde netleşen fikirler siz isteseniz de istemeseniz de
dile kolayca geliyor. Ne istediğinizi bildiğiniz için kendini ifade etmek de kolaylaşıyor.
Bir nevi yazarak kendimizi ifade etme alıştırmaları yapıyoruz. Dolayısıyla insanlarla iletişim
kurmak daha rahat gerçekleşiyor.
4-Psikolojik ve Ruhsal Açıdan Günlük Yazmanın Faydaları:
Daha önce internette okuyup bir deftere not aldığım bir bilgiyi burada paylaşmak istiyorum.
*Bir araştırmada iki ayrı gruba 4 ay boyunca her gün günde 15 dk günlük tutmaları önerilmiş.
1. gruba: Sıradan konular hakkında yazmaları,
2 Gruba: Kendi içinde 3 gruba ayrılıyor;
Birinci gruba: Sadece duygularını, öfkelerini, korkularını aktarmaları,
2 Gruba: Kendi içinde 3 gruba ayrılıyor;
Birinci gruba: Sadece duygularını, öfkelerini, korkularını aktarmaları,
İkinci gruba: Yaşadıkları bir travma hakkında yazmaları,
Üçüncü gruba hem olayları hem de yaşadıkları duyguları aktarmaları istenmiş.
Bu gruptan 4 ay sonra hem olayları hem duyguları yazan 3. grupta belirgin biçimde olumlu değişiklikler görülmeye başlamış.
Yalnız günlük tutarken şunlara dikkat etmek özellikle ifade edilmiş:
Duyguları ve yaşanılan olayları yazdıktan sonra olumlu duygularınızı da yazıya katmanın
önemi özellikle vurgulanıyor.
Yaşadıkları kötü bir olaya mutlu bir son yazmaları ve olayların onların hayatına bıraktığı
olumlu yönlerini anlatmaları istemiş. Şimdi ben mutlu son yazmakta zorlanan biriyim. Benim tavsiye ettiğim yöntem ise şu: O olaydan öğrendiğin ders nedir? Bunu ifade etmek de olabilir aslında.
Duyguları ve yaşanılan olayları yazdıktan sonra olumlu duygularınızı da yazıya katmanın
önemi özellikle vurgulanıyor.
Yaşadıkları kötü bir olaya mutlu bir son yazmaları ve olayların onların hayatına bıraktığı
olumlu yönlerini anlatmaları istemiş. Şimdi ben mutlu son yazmakta zorlanan biriyim. Benim tavsiye ettiğim yöntem ise şu: O olaydan öğrendiğin ders nedir? Bunu ifade etmek de olabilir aslında.
Kısaca, olayları ve bu olayların siz de hissettirdiği duyguları günlüklere yazmak önerilirken
bundan azami derecede fayda sağlamak için bir tık daha öteye giderek bu günlüklere olay,
duygu yazıldığı gibi ne gibi dersler çıkarıldığının da eklenmesi gerektiği kanaatindeyim.
Olumsuz olay ve duygular sadece yazıldığında evet rahatlama olabilir ancak o olaydan nasıl
bir ders çıkarıldığını yazmak , mutlu bir son ya da o olayın sana kattığı olumlu yanları yazmak;
size pozitif yaklaşım kazandırırken bilincimizi eğitecektir.
Günlük yazmak, zihinsel ve ruhsal gelişime muazzam faydası ve etkisi vardır.
5-Yabancı Dilinizi Geliştirmek için:
Yabancı dil öğrenme çabasında olan kişilere hep günlük tutmaları önerilir. Hatta daha önce araştırma yaparken bir site sahibi nasıl İngilizce öğrendiğini yazmış. Çok ilham verici bir yazıydı. Tabii ilkin İngilizce kitapları okuyarak sonra da günlük tutarak diye belirtiyordu.
Öyle tek bir dil de değil Türkçe başta olmak üzere iki dil daha...Uygulayanlar görüldüğü üzere
var...
var...
Ayrıca İngilizce derslerinde günlük yazarak alıştırma yaptığımızı hatırlıyorum. Sanırım
öğretmenler bunu sadece bir kereliğine derste önerdiği için bunun başarılı bir yöntem olup
olmadığı konusunda hiçbir zaman bir fikrimiz oluşmadı. Bunun yanında bizler de bu gibi
teknikleri çok dikkate almadık tabii.
Yazımın sonuna gelirken günlük yazmanın birçok faydası olduğunu kısaca anlattım. Ayrıca
yazımın başında günlüğün zararlarından da bahsettim. Benim arkadaşlarım günlüklerinin
okunma ihtimaline karşı yeni bir alfabe oluşturmuş öyle yazarlardı.
Şimdilerde düşünüyorum da şöyle hiçkimsenin anlamayacağı bir yabancı dilde yazmak en
azından yeni bir dil öğrenmemizi de sağlardı. Biraz meşakkatli olurdu. Ama daha iyi olurdu sanki.
öğretmenler bunu sadece bir kereliğine derste önerdiği için bunun başarılı bir yöntem olup
olmadığı konusunda hiçbir zaman bir fikrimiz oluşmadı. Bunun yanında bizler de bu gibi
teknikleri çok dikkate almadık tabii.
Yazımın sonuna gelirken günlük yazmanın birçok faydası olduğunu kısaca anlattım. Ayrıca
yazımın başında günlüğün zararlarından da bahsettim. Benim arkadaşlarım günlüklerinin
okunma ihtimaline karşı yeni bir alfabe oluşturmuş öyle yazarlardı.
Şimdilerde düşünüyorum da şöyle hiçkimsenin anlamayacağı bir yabancı dilde yazmak en
azından yeni bir dil öğrenmemizi de sağlardı. Biraz meşakkatli olurdu. Ama daha iyi olurdu sanki.
Günlük Tarzı Kitaplar
Maksat Gelisim
15:15
Günlük Kitapları
,
Günlük Tarzı Kitaplar
,
Günlük Tarzında Yazılmış Romanlar
,
Günlük Türünde Yazılmış Eserler
,
Kitap
8 yorum
Daha önce mektup tarzında kitapları sıralamıştım. Mektup tarzı eserler tek bir kamerayla çekilmiş bir filme benzetiyorum. Bir bakış açışından olduğu için boğulacak gibi oluyorum. Ne kadar akıcı yazılmış olursa olsun okumakta zorlanıyorum. Bazı usta yazarlar bunun farkında oldukları için mi bilinmez mektup türünde kaleme aldıkları eserlerini roman gibi yazıyorlar...Yani hitap eden kişiyi bilsek de bir roman örgüsü nasıl ilerliyorsa o şekilde yazmayı tercih ediyorlar...Mektup-roman türünde olunca okumayı seviyorum...
Günlük tarzında yazılmış romanları okumayı tabii daha çok seviyorum. Günlük türünde yazılmış eserler; daha samimi, daha sıcak geliyor bana nedense....Bu yüzden bu türde kitap arayışım olmuştu bir dönem... Benim gibi günlük tarzı kitaplar okumayı sevenler için bir liste hazırlamaya karar verdim.
1-Drakula (Brom Stoker) :
Brom Stoker'in 1897 yılında yayımlanmış bu eseri günlük tarzında yazılmış. Romandaki karakterler günlük tutmakta, her birinin günlüklerini okuyarak yaşadıklarını, düşündüklerini öğreniyoruz. Tabii yer yer mektuplar da karşımıza çıkıyor.
Kitabın konusu: Genç bir avukat işi gereği gizemli bir kasabaya gider. Misafir kaldığı evde ve ev sahibinde tuhaf, esrarengiz şeyler olduğunu hisseder. Bir süre sonra bu evde tutsak olduğunu anlar. Yine de korkusundan belli etmemeye çalışır, tabii kaçmak için çabalar....
O eski yılların kalitesinde vampir konulu eserler okumak isteyenler için tavsiye edebilirim...
6-Çalıkuşu (Reşat Nuri Güntekin) :
Henüz çocukken anne ve babasını kaybeden Feride yatılı okulda okur. Oldukça yaramaz olan
ağaçlardan pek inmediği için Feride'ye Çalıkuşu lakabı takılmıştır.
Teyzesinin oğluyla aralarında başlayan aşk evliliğe doğru giderken bir gün bir kadından Kamuran'ın onu aldattığını öğrenir. Ve düğün günü Feride kaçar. Anadolu'da öğretmenlik yapmaya başlar...Günlük tuttuğunu da asıl bu sıralarda öğreniyoruz.
Kitabın başları bir günlük havası olsa da net değildir anı gibi diyebiliriz. Öğretmenlik yaptığı sıralarda Feride'nin günlük yazdığı ve bu günlükler tarihleriyle birlikte karşımıza çıkıyor.
Feride'nin anlatımıyla kitabın başından sonlarına doğru devam eden roman ''günlük(jurnal) burada bitiyor'' diye belirtilerek bir anlatıcı tarafından devam eder.
Çok severek okuduğum kitaplardan biri.
7-Bir Delinin Hatıra Defteri (Gogol):
1815 ilk yayımlanma yılı.
Bir Delinin Hatıra Defterini okuduğumda Sait Faik Abasınayık'ın Alemdar'da Bir Yılan Var kitabı aklıma geldi. Demek Sait Faik'in o farklı tarzının temsilcileri de varmış. Tabii Gogol daha esprili bir dil kullanıyor.
Bir Delinin Hatıra Defteri üç hikayeden oluşuyor.
İlki kitapla aynı adını taşır. Bu bölüm tarihler verilerek günlük biçiminde yazılmış.
Palto ve Burun adlı diğer iki hikaye günlük tarzında yazılmadığını belirteyim.
8-Zamanımızın Bir Kahramanı (Lermontov):
9- Charlotte Bronte'nin Gizli Günlükleri (Syrie James):
Syrie James, ünlü İngiliz yazar Charlotte Bronte'nin hayatını detaylı araştırmış bunu kurgulayarak günlük şeklinde bizlere sunmuş.
Bu kitapta tarih belirtilmemiştir. Sadece ana karakter 'Günlük' diye hitap eder.
Kitabı okuduğunuzda Charlotte Bronte'nin kendi tutttuğu günlükler şeklinde karşımıza çıkıyor bu kitap. 2013 yılında yayımlanmış. Kitabı Beğendim. Çok başarılı şekilde kurgulanmış.
Sonlara doğru birkaç şey o yılların havasına uymasa da severek okuduğum bir kitap. Merak edip bazı şeyleri araştırdığımda gerçeklik payları olduğunu öğrendim. Tabii kurgusal tarafları ne kadar onu bilemiyorum.
Günlük tarzı kitap okumayı sevenler ve Charlotte Bronte hakkında kısmen de olsa bir şeyler öğrenmek, okumak isteyenler için çok güzel bir kitap.
10-Anne Frank'ın Hatıra Defteri:
Gerçekte yaşanmış olaylarla ilgili kitaplar oldum olası beni çok etkiler. Bu kitabı birkaç yıl önce
okumuştum. Tam hatırlamıyorum.
13-Saftirik Greg'in Günlüğü (Jeff Kinney):
Aslında serinin ilk kitabını okumuştum. Maalesef pek hatırlamıyorum. Tam tamına seri 12 kitaptan
oluşuyormuş. Çocuklar için bir kitap. Bir ara o kadar çok karşıma çıkıyordu ki ben de pdf olarak bulunca okumuştum.
İlk yayımlanma tarihi 2007.
Kitap; Greg adlı bir çocuğun, okul hayatında yaşadıklarını, çocuk olmanın zorluklarını, karşılaştığı problemler için kendince bulduğu çözümleri anlattığı günlüklerden oluşuyor. Hatırladığım kadarıyla bulduğu çözümler o kadar da akıllıca olmuyordu.
Türü:Kurgu, mizah, gençlik edebiyatı olarak belirtiliyor.
Virginia Woolf'un günlüklerinin yer aldığı bu kitabın birkaç sayfası Pdf olarak sunulmuş. Böylelikle inceleme şansım oldu. O kadar ağır, zor bir dille yazılmış gibi gelmedi bana aslında. Sanırım her kitabı için anlaşılması zor demek doğru olmasa gerek.
Gerek günlük tarzında yazılmış romanlar olsun , gerek gerçek hayatta tutulan daha sonra kitaplaştırılmış olanlar olsun günlüğe dair bildiğim günlük kitapları listelemeye çalıştım.
1-Drakula (Brom Stoker) :
Brom Stoker'in 1897 yılında yayımlanmış bu eseri günlük tarzında yazılmış. Romandaki karakterler günlük tutmakta, her birinin günlüklerini okuyarak yaşadıklarını, düşündüklerini öğreniyoruz. Tabii yer yer mektuplar da karşımıza çıkıyor.
Kitabın konusu: Genç bir avukat işi gereği gizemli bir kasabaya gider. Misafir kaldığı evde ve ev sahibinde tuhaf, esrarengiz şeyler olduğunu hisseder. Bir süre sonra bu evde tutsak olduğunu anlar. Yine de korkusundan belli etmemeye çalışır, tabii kaçmak için çabalar....
O eski yılların kalitesinde vampir konulu eserler okumak isteyenler için tavsiye edebilirim...
2-Jean-Paul-Satre (Bulantı):
Bazı kitaplara ve yazarlarına o kadar aşinayız ki okul yıllarında mühim bir kitap olduğu zihnimize öyle işlenmiş ki bilincimizde önemli yer edinmiştir. Buna rağmen okumak aşamasına geldiğiniz zaman ya sıra gelmez ya da canınız istemez.
Bu kitap ve yazarı için bunu söyleyebilirim. Belki bir gün bu kitabı da okurum, umarım.
İlk 1938 yılında yayımlanmış bu roman.
Yazarın meşhur Bulantı adlı eserinin günlük biçiminde yazıldığını yeni öğreniyorum. İnternette eseri pdf olarak bulup yüzeysel incelediğimde günlük şeklinde tarihlerle yazıldığını gördüm. Ancak okumadığım için sonlarına doğru nasıl devam ettiğini bilmiyorum.
Araştırdığım bilgilerin bana verdiği yetkiye dayanarak bu kitapta baş karakterin dünya karşısında duyduğu tiksintiyi anlattığını söyleyebilirim. Felsefi değeri yüksek kitaplardan.
3-Pastoral Senfoni (Andre Gide):
Günlük tarzında yazılmış bu eser kısa sürede bitirebileceğiniz kitaplardan.
Akıcı, güzel bir kitap. Severek okudum.
Kitap ismini Beethoven'ın meşhur bestesinden almış. Baş karakterimiz gözleri görmeyen bir kıza Beethoven'nın bu senfonisi aracılığıyla renkleri anlatmaya çalışır.
Rahip olan ana karakter ölmekte olan bir kadının evine gider. Kadın ölünce onunla yaşayan 13-14 yaşlarında küçük kıza acır. Evine getirir. Eşi ise zor zar geçindikleri için bundan rahatsızlık duyar. Bu kızın eve gelmesiyle yaşanılanlara tanık oluyoruz...
Kitabın ilk yayımlanma tarihi:1919
4-Kadınlar Okulu(Andre Gide):
Bazı kitaplara ve yazarlarına o kadar aşinayız ki okul yıllarında mühim bir kitap olduğu zihnimize öyle işlenmiş ki bilincimizde önemli yer edinmiştir. Buna rağmen okumak aşamasına geldiğiniz zaman ya sıra gelmez ya da canınız istemez.
Bu kitap ve yazarı için bunu söyleyebilirim. Belki bir gün bu kitabı da okurum, umarım.
İlk 1938 yılında yayımlanmış bu roman.
Yazarın meşhur Bulantı adlı eserinin günlük biçiminde yazıldığını yeni öğreniyorum. İnternette eseri pdf olarak bulup yüzeysel incelediğimde günlük şeklinde tarihlerle yazıldığını gördüm. Ancak okumadığım için sonlarına doğru nasıl devam ettiğini bilmiyorum.
Araştırdığım bilgilerin bana verdiği yetkiye dayanarak bu kitapta baş karakterin dünya karşısında duyduğu tiksintiyi anlattığını söyleyebilirim. Felsefi değeri yüksek kitaplardan.
3-Pastoral Senfoni (Andre Gide):
Günlük tarzında yazılmış bu eser kısa sürede bitirebileceğiniz kitaplardan.
Akıcı, güzel bir kitap. Severek okudum.
Kitap ismini Beethoven'ın meşhur bestesinden almış. Baş karakterimiz gözleri görmeyen bir kıza Beethoven'nın bu senfonisi aracılığıyla renkleri anlatmaya çalışır.
Rahip olan ana karakter ölmekte olan bir kadının evine gider. Kadın ölünce onunla yaşayan 13-14 yaşlarında küçük kıza acır. Evine getirir. Eşi ise zor zar geçindikleri için bundan rahatsızlık duyar. Bu kızın eve gelmesiyle yaşanılanlara tanık oluyoruz...
Kitabın ilk yayımlanma tarihi:1919
4-Kadınlar Okulu(Andre Gide):
1947 yılında Nobel Edebiyatı ödülü almış Fransız yazar Andre Gide'nin
günlük tarzında yazılmış bir kitabı daha...
Kadınlar Okulu çok övgüyle bahsedilen romanlardan. Henüz okumuş değilim. Anladığım kadarıyla üç farklı karakterin günlüklerinden
oluşan bir kitapmış.
Andre Gide'nin okuduğum diğer kitaplarını beğenmiştim. Bu eserini gerçekten merak ediyorum.
oluşan bir kitapmış.
Andre Gide'nin okuduğum diğer kitaplarını beğenmiştim. Bu eserini gerçekten merak ediyorum.
5-Allahaısmarladık: Çanakkale Savaşında Bir Şehidin Günlüğü (İbrahim Naci):
Bu kitabı okumadım henüz. Okuyunca bilgileri güncellemeyi
düşünüyorum. Şimdilik araştırdığım kadar bir şeyler yazıyorum.
Bu kitabı okumadım henüz. Okuyunca bilgileri güncellemeyi
düşünüyorum. Şimdilik araştırdığım kadar bir şeyler yazıyorum.
Çanakkale Savaşında şehit düşen genç teğmen İbrahim Naci'nin günlükleri kitap haline getirilmiş. Tam 98 yıl sonra ortaya çıkmış bu günlükler.
Henüz çocukken anne ve babasını kaybeden Feride yatılı okulda okur. Oldukça yaramaz olan
ağaçlardan pek inmediği için Feride'ye Çalıkuşu lakabı takılmıştır.
Teyzesinin oğluyla aralarında başlayan aşk evliliğe doğru giderken bir gün bir kadından Kamuran'ın onu aldattığını öğrenir. Ve düğün günü Feride kaçar. Anadolu'da öğretmenlik yapmaya başlar...Günlük tuttuğunu da asıl bu sıralarda öğreniyoruz.
Kitabın başları bir günlük havası olsa da net değildir anı gibi diyebiliriz. Öğretmenlik yaptığı sıralarda Feride'nin günlük yazdığı ve bu günlükler tarihleriyle birlikte karşımıza çıkıyor.
Feride'nin anlatımıyla kitabın başından sonlarına doğru devam eden roman ''günlük(jurnal) burada bitiyor'' diye belirtilerek bir anlatıcı tarafından devam eder.
Çok severek okuduğum kitaplardan biri.
7-Bir Delinin Hatıra Defteri (Gogol):
1815 ilk yayımlanma yılı.
Bir Delinin Hatıra Defterini okuduğumda Sait Faik Abasınayık'ın Alemdar'da Bir Yılan Var kitabı aklıma geldi. Demek Sait Faik'in o farklı tarzının temsilcileri de varmış. Tabii Gogol daha esprili bir dil kullanıyor.
Bir Delinin Hatıra Defteri üç hikayeden oluşuyor.
İlki kitapla aynı adını taşır. Bu bölüm tarihler verilerek günlük biçiminde yazılmış.
Palto ve Burun adlı diğer iki hikaye günlük tarzında yazılmadığını belirteyim.
8-Zamanımızın Bir Kahramanı (Lermontov):
Lermontov'un tek romanı.
1840 yılında yayımlanmış bu eser dünya klasikleri arasında.
Kitabın ana karakteri Peçorin'i iki yolcunun sohbeti sırasında tanıyoruz.
Kitabın yarısından sonra Peçorin'in günlüğü okuyucuya sunulur.
Peçorin'in yazdığı bu günlükleri okuyoruz.
Yalnız Peçorin o bildiğimiz klasik karakterlerden biraz farklı. Bu yüzden zamanında çok eleştirilmiş. Yazar kitabın önsözünde bu konuya değinmiş.
Kitabın ana karakteri Peçorin'i iki yolcunun sohbeti sırasında tanıyoruz.
Kitabın yarısından sonra Peçorin'in günlüğü okuyucuya sunulur.
Peçorin'in yazdığı bu günlükleri okuyoruz.
Yalnız Peçorin o bildiğimiz klasik karakterlerden biraz farklı. Bu yüzden zamanında çok eleştirilmiş. Yazar kitabın önsözünde bu konuya değinmiş.
9- Charlotte Bronte'nin Gizli Günlükleri (Syrie James):
Syrie James, ünlü İngiliz yazar Charlotte Bronte'nin hayatını detaylı araştırmış bunu kurgulayarak günlük şeklinde bizlere sunmuş.
Bu kitapta tarih belirtilmemiştir. Sadece ana karakter 'Günlük' diye hitap eder.
Kitabı okuduğunuzda Charlotte Bronte'nin kendi tutttuğu günlükler şeklinde karşımıza çıkıyor bu kitap. 2013 yılında yayımlanmış. Kitabı Beğendim. Çok başarılı şekilde kurgulanmış.
Sonlara doğru birkaç şey o yılların havasına uymasa da severek okuduğum bir kitap. Merak edip bazı şeyleri araştırdığımda gerçeklik payları olduğunu öğrendim. Tabii kurgusal tarafları ne kadar onu bilemiyorum.
Günlük tarzı kitap okumayı sevenler ve Charlotte Bronte hakkında kısmen de olsa bir şeyler öğrenmek, okumak isteyenler için çok güzel bir kitap.
10-Anne Frank'ın Hatıra Defteri:
Gerçekte yaşanmış olaylarla ilgili kitaplar oldum olası beni çok etkiler. Bu kitabı birkaç yıl önce
okumuştum. Tam hatırlamıyorum.
Kitabı bitirir bitirmez internette de araştırmıştım. Hem internette öğrendiğim bilgiler hem de kitap bir arada olunca bayağı etkilenmiştim. Kızın son halinin fotoğrafını gördüğümde ve nasıl öldüğü ile ilgili bilgileri öğrendiğimde beni çok sarsmıştı.
Günlük tutan küçük bir kız Nazi döneminde saklandıkları sırada da günlük tutmaya devam eder. Daha sonra hayatta kalan akrabaları tarafından bu günlükler kitap haline getiriliyor.
O yılları birebir yaşamış küçük bir kızın günlükleri...
11-Bir Genç Kızın Gizli Defteri (İpek Ongun):
Ortaokul yıllarından üniversite hayatına kadar bir genç kızın günlüklerinden oluşan bir kitap serisi diye düşünürken yazar bayağı seriyi devam ettirmiş.
En son Adım Adım Hayata kitabını okumuştum. Serra'nın üniversite hayatını anlattığı kitap...Bundan sonraki evlilik hayatının olduğu kitaptan da haberim vardı; ancak okumamıştım, en son burada kalmıştım.
Kitabın hemen hemen tüm serisini okudum diye düşünürken seri bayağı uzamış. Artık yeni nesil tüm seriyi okuyabilir. Benden geçti...
*Bir Genç Kızın Gizli Defteri
*Arkadaşlar Arasında
*Kendi Ayakları Üstünde
*İşte Hayat
*Adım Adım Hayata
*Şimdi Düğün Zamanı
*Hayat Devam Ediyor
*Günler Akıp Giderken
*Ya Sen Olmasaydın
*Taşlar Yerine Otururken
*Yıllar Sonra
*Nerde Kalmıştık?
12-Mavi Saçlı Kız:
Tiyatro oyuncusu anne ve babanın en küçük kızı Burçak Çerezcioğlu. Onun tuttuğu günlükler vefat ettikten sonra ailesi tarafından kitap olarak basılıyor.
Hastalıkla savaşan bir genç kızın tuttuğu günlüklerden oluşan bir kitap... Yaşadıklarını, hastalık sürecini bu günlüklerden öğreniyoruz...
Bu kitabı lise yıllarında okumuştum. Çok dokunaklı, acıklı bir kitap.
13-Saftirik Greg'in Günlüğü (Jeff Kinney):
Aslında serinin ilk kitabını okumuştum. Maalesef pek hatırlamıyorum. Tam tamına seri 12 kitaptan
oluşuyormuş. Çocuklar için bir kitap. Bir ara o kadar çok karşıma çıkıyordu ki ben de pdf olarak bulunca okumuştum.
İlk yayımlanma tarihi 2007.
Kitap; Greg adlı bir çocuğun, okul hayatında yaşadıklarını, çocuk olmanın zorluklarını, karşılaştığı problemler için kendince bulduğu çözümleri anlattığı günlüklerden oluşuyor. Hatırladığım kadarıyla bulduğu çözümler o kadar da akıllıca olmuyordu.
Türü:Kurgu, mizah, gençlik edebiyatı olarak belirtiliyor.
14-Bir Yazarın Günlüğü (Virginia Woolf):
Ünlü İngiliz Yazar Virginia Woolf'un 1977-1984 yılları arasında tuttuğu günlükleri eşi derleyerek kitap haline getirmiş.
Ünlü İngiliz Yazar Virginia Woolf'un 1977-1984 yılları arasında tuttuğu günlükleri eşi derleyerek kitap haline getirmiş.
Genelde çoğu yazarların gerçek hayatta yazdığı günlükleri ve mektupları kitap haline getirildiğini düşündüğüm için bu konuda bir araştırma yapsam çok fazla örnek çıkacağını sanıyorum. Bu yazarı eklememin nedeni kitap başlığından ötürüdür.
Henüz Virginia Woolf'un kitaplarını okumadım. Bunun en önemli sebebi yazarın dilinin zor olduğu ile ilgili okuduğum yazılardır.
Henüz Virginia Woolf'un kitaplarını okumadım. Bunun en önemli sebebi yazarın dilinin zor olduğu ile ilgili okuduğum yazılardır.
Virginia Woolf'un günlüklerinin yer aldığı bu kitabın birkaç sayfası Pdf olarak sunulmuş. Böylelikle inceleme şansım oldu. O kadar ağır, zor bir dille yazılmış gibi gelmedi bana aslında. Sanırım her kitabı için anlaşılması zor demek doğru olmasa gerek.
Gerek günlük tarzında yazılmış romanlar olsun , gerek gerçek hayatta tutulan daha sonra kitaplaştırılmış olanlar olsun günlüğe dair bildiğim günlük kitapları listelemeye çalıştım.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)
6 yorum :
Yorum Gönder